Üreaplasma enfeksiyonunun tedavi edilmediği durumlarda önemli sıhhat meselelerine yol açabilen bir hastalık olduğuna dikkat çeken Bayan Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Dr. Öğr. Ü. Zeki Salar, cinsel istikametten etkin bireylerde hiçbir belirti olmasa dahi yüzde 40-50 oranında bu enfeksiyonla karşılaştıklarını söyledi. Doğru teşhis konulamayan ve uygun tedaviyi alamayan hastaların / kadınların uzun enfeksiyona maruz kaldıklarını ve bu nedenle hayat kalitelerinin düştüğünü söyleyen. Dr. Öğr. Ü. Salar, bilhassa geçmeyen kronik akıntılar ve vajinal enfeksiyonlarda kesinlikle üreaplasmanın akla gelmesi gerektiğine işaret etti.
Üreaplasma enfeksiyonu, yıllar içerisinde görülme sıklığı artan ve hem erkek hem de bayanlarda yaygın enfeksiyona yol açabilen birçok sefer çok bulaşıcı olan bir enfeksiyon çeşidi. Enfeksiyonun olağan testlerde saptanamadığını ve teşhis için özel kültür testlerine muhtaçlık duyulduğunun altın çizen Dr. Öğr. Ü. Zeki Salar, gerçek teşhis ve tedavi için kesinlikle kültür testlerin yapılması gerektiğine işaret etti.
Hastalığın hem bayanlarda hem de erkeklerde hayat kalitesini bozduğunu, cinsel hayatta günlük ömürde aksiliklere neden olduğuna dikkat çeken Dr. Öğr.Ü. Zeki Salar, tedavide geç kalınması durumunda üreme sıhhatinin da önemli olarak etkilenebileceğini belirtti.
ORTAK KULLANIM ALANLARINA DİKKAT!
Enfeksiyonun en sık cinsel bağ yoluyla bulaştığını söyleyen Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri Bayan Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Dr. Öğr. Ü. Zeki Salar, bunun yanında, tuvaletler, hamam, epilasyon merkezleri üzere ortak kullanılan alanlar ve az de olsa hamilelik ve doğum sırasında anneden bebeğe geçebileceğini anlattı. Enfeksiyonun erken saptanmasıyla birlikte hakikat formda tedavisinin de kıymet taşıdığını belirten Dr. Öğr. Ü. Salar, “Ancak ne yazık ki bu mevzuda gereğince bilgi sahibi olunmadığı için hastalar vaktinde tabibe başvurmuyor. Vaktinde ve yanlışsız tedavisi verilmediğinde de direnç geliştiği için tedavi çok güç hala gelebiliyor.” dedi
BELİRTİ VERMEDEN SİNSİ İLERLİYOR
Üreaplasmanın birçok vakit hiçbir belirti vermeden ilerlediğini söyleyen Dr. Öğr. Ü. Salar, şikayetlerin bayanlarda ve erkeklerde farklılaşabileceğini / farklı olabileceğini / farklılıklar gösterebileceğini işaret ederek kelamlarını şöyle sürdürdü: “Kötü kokulu, sarı yeşil renkte genital akıntı en çok görülen belirtidir. İdrar sonrası yanma hissi, idrar yaparken sızı da daha sık rastlanan şikayetler ortasında yer alıyor. Genital bölgede huzursuzluk, yanma ve batma hissi hastalarımızdan gelen en sık yakınmalar ortasında. Bunun yanında enfeksiyon böbrekleri etkilerse bel ve sırt ağrısı, tüpleri etkilerse kasık ağrısı yüksek ateş ve cinsel birliktelik esnasında ağrı ve eklem ağrıları da hastalığın belirtileri ortasında yer alıyor. Erkeklerde ise idrarda yanma ve sızının yanında, peniste akıntı, kasık ve testislerde ağrıya sebep olabilir. Tedavi edilmez ise prostata enfeksiyon ilerleyebilir. Sperm kıymetleri üzerinde olumsuz tesiri olabilir ve sperm sayısında azalma ve hareketinde bozulmaya neden olabilir.”
FARKLI ENFEKSİYONLARI DA ÇEKEBİLİYOR
Üreaplasmanın teşhisinde en büyük sorunlardan birinin de birden fazla vakit yanına farklı enfeksiyonları çekebilmesi olduğuna dikkat çeken Dr. Öğr. Ü. Salar mevzuyla ilgili kıymetli bilgiler verdi: “Üreaplasma birçok vakit mantar enfeksiyonu ile birlikte olabiliyor. Mantar enfeksiyonu beyaz – krem renkli yağlı boya üzere vajen duvarın kapıldığı için bazen yalnızca mantar enfeksiyonun var olduğu düşünülerek yalnızca bu tarafta tedavi yapılıyor. Münasebetiyle altta yatan ve kendini saklayan asıl sorun tedavi edilmeden kalıyor. Bunun yanında bazen de Human Papilloma Virüsu (HPV) ile birlikte olabiliyor. Şayet bir bayanda, üreaplasma, mantar enfeksiyonu ve HPV birlikte görülürse o vakit tedavi daha da zorlaşıyor. Bu nedenle geçmeyen akıntı, geçmeyen mantar enfeksiyonu durumlarında kesinlikle üreaplasma istikametinden test yapılması gerekir.”
“DOĞRU KULLANILMAYAN ANTİBİYOTİK NEDENİYLE DİRENÇ GELİŞİYOR”
Üreaplasmanın dirençli bir enfeksiyon olduğunu ve bu nedenle yanlışsız antibiyotiğin yanlışsız vakitte ve yanlışsız formda kullanılmasının son derece kıymetli olduğunu söyleyen Dr. Öğr. Ü. Salar, “Bunu şöyle düşünebilirsiniz elimizde tek bir kurşun var bu kurşunu hakikat yerde gerçek vakitte düşmana karşı kullanmalıyız ki tahlil olsun. Maalesef bize ulaşan hastaların birçoklarında tekraren defa antibiyotik kullanılması nedeniyle üreaplazmaya karşı direnç geliştirmiş oluyor. Bu hastalarda tedavi daha güç olduğu için sorunun tahlili için vakit gerekiyor. O yüzden gereksiz antibiyotik kullanımından kesinlikle kaçınmamız lazım.” Diye konuştu.
“EŞİN DE TEDAVİSİ GEREKİYOR”
“Yapılan testlerde erkekte bir sorun saptanmasa da üreaplasma tedavisinde eş tedavisini de gerekli görüyoruz” diyen Dr. Öğr. Ü. Zeki Salar, “Çünkü erkeklerde yapılan testlerde üreaplasma testi birçok vakit negatif geliyor. Ama erkekler taşıyıcı olduğu için enfeksiyonu tekrar tekrar bayanlara bulaştırma riski bulunuyor. Bu nedenle üreaplasma tanısı alan bayanların yanında eşlerinin ya da cinsel partnerlerinin de antibiyotik tedavisi almaları gerekiyor. Eş tedavisinde karşılaştığımız en büyük problemlerden birisi ise eşlerin ilaçları kullanmaması ya da tedavi yarım bırakması. Kesinlikle eşlerin de tedaviyi tam ve eksiksiz olarak alması gerektiği de bizim için çok çok kıymetli.” Diye konuştu.
YAŞAM HALİ DE DÜZENLENMELİ
Enfeksiyonun tedavisinde antibiyotik tedavisinin tek başına kâfi olmadığını ve kesinlikle kimi ömür alışkanlıklarının değiştirilmesi gerektiğini söyleyen Dr. Öğr. Ü. Zeki Salar kelamlarını şöyle sürdürdü: “Üreaplasmadan da kurtulmak için de bedenin da buna karşı dirençli güçlü olması gerekli. Bunu sağlamak için sigara içiliyorsa bırakılmalı ya da en azından azaltılmalı, günlük 7-8 saatlik kalite uyunmalı ve istikrarlı beslenmeye ihtimam gösterilmeli. Ayrıyeten spor yapılması bağışıklık sistemini güçlendirerek üreaplasmanın bedenden atılmasında kıymetli olduğunu bilhassa vurgulamak istiyorum.”
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı
News
