0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Dünyada ve ülkemizde hastalığa bağlı mevt nedenleri ortasında kalp ve damar hastalıkları birinci sırada yer alıyor. Sevindirici olansa; tıpta ve teknolojide süratli gelişmeler sayesinde kalp  damar hastalıklarının teşhis ve tedavisinde çok değerli ilerlemeler sağlanması! Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Kısmı Öğretim Üyesi ve Acıbadem Maslak  ve Ataşehir Hastaneleri Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ercan Karaarslan “Günümüzde artık kalp damar hastalıklarının teşhisi çok daha erken evrelerde mümkün hale gelmiştir. Örneğin; kalbinizin geleceğinde oluşabilecek problemler hazırlıklar dahil yalnızca 15 dakikada saptanabiliyor, böylelikle hayati riske yol açabilecek rastgele bir kalp damar sorunu saptanırsa  erkenden müdahale edilebiliyor” diyor. Prof. Dr. Ercan Karaarslan, kalp  damar hastalıklarının teşhis ve tedavisinde yaşanan en yeni gelişmeleri anlattı, değerli ihtarlar ve tekliflerde bulundu. 

Son yıllarda sıhhatsiz beslenme, çok tuz tüketimi, hareketsiz ömür şekli, sigara, alkol kullanımı ve ağır gerilim üzere faktörlerin de tesiriyle kalp ve damar sıhhatimiz adeta alarm veriyor. Kalp hastalıkları artık yalnızca ileri yaşta değil, genç hatta çocuk yaşta da kapıyı çalıyor! Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Kısmı Öğretim Üyesi ve Acıbadem Maslak ve Ataşehir Hastaneleri Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ercan Karaarslan “Kalp ve damar hastalıkları, dünya genelinde ve ülkemizde en sık mevt nedenleri ortasında yer alıyor. Birçok vakit belirti vermeden sinsice ilerleyerek hayati tehdit oluşturabiliyor. Her yıl milyonlarca insanın hayatını kaybetmesine neden olan bu hastalıkların erken teşhis edilmesi çok kıymetli hale geliyor. Bu derece kıymetli ve önemli sonuçlarına karşı tıpta yaşanan süratli gelişmeler ve ileri teknolojiler sayesinde, artık kalp damar hastalıklarının teşhisi çok daha erken evrelerde mümkün hale geldi. Erken teşhis, tedavi muvaffakiyetini artırdığı üzere, kişinin riskleri bertaraf etmesi ve ömür halini düzenlemesi için vakit da sağlıyor” diyor. 

Kalp damarları  ve ince devamlılıkları daha net görüntülenebilir

Kalp damar hastalıklarının erken teşhisinde çok yeni, birinci tanıtımı   2022 yılında Amerika’da düzenlenen dünyanın en büyük radyoloji kongresinde yapılan artık de ülkemizde kullanılmaya başlanan Kuantum Teknolojili Foton Sayıcı BT ile yapılan kalp damar anjiografisi (Sanal Kalp  Anjiyografisi) hakkında bilgi veren Prof. Dr. Karaarslan şunları söylüyor: “Yaklaşık 20 yılı aşkın bir müddettir, çok kesitli dedektörlü tomografi aygıtlarıyla makul bir performasta sanal anjiyografi yapılıyor. Klasik bilgisayarlı tomografilerde en uygunları bile 512 matriksli 0.5 mm ya da 0.6 mm kalınlıkta kesitler ile inceleme yapabiliyordu. Yeni, foton dedektör teknolojili BT ile yapılan incelemelerde ise görüntüleme kalınlığı 0.2 mm’ye düşebiliyor. Ayrıyeten çözünürlüğü 1024 matrikse çıktığı için manzara kalitesi çok daha net ve ayrıntılı oluyor. Böylelikle kalp damarlarının lümen içi ve duvarlarının imajı daha evvel göremediğimiz kadar detaylı bir halde elde edilebiliyor. Bu da damarların tahlilinin çok daha düzgün yapılmasını, muhtemel problemlerin daha net bir biçimde saptanabilmesini sağlıyor. Üstelik tüm bunları, klasik sanal anjiyolara nazaran daha düşük doz radyasyon vererek görüntüleyebiliyor.”

Dakikalar içinde damar tıkanıklığı tespit ediliyor!

Geleneksel metotlardan farklı olarak yüksek çözünürlüklü ve düşük radyasyonlu çok daha ayrıntılı manzaralar elde edilerek, bu sayede kesin ve süratli teşhis imkanı sağlandığını belirten Prof. Dr. Karaarslan sözlerine şöyle devam ediyor: “Bu sistem kalbi besleyen damarlardaki hastalıkları detaylı bir formda görüntüleyerek klâsik BT taramalarına nazaran ayrıntılı ve kesin bilgiler sağlıyor. Koroner arterlerdeki tıkanıklıkları azamî 10-15 dakikalık inceleme müddetinde tespit edebiliyor. Bu sayede, koroner arterlerdeki plak oluşumları, damar tıkanıklıkları ve stentlerin durumu üzere kritik kalp rahatsızlıkları çok büyük oranda tespit edilerek, taramalar gerektiren kronik hastalarda bile radyasyon dozu önemli oranda azaltılarak büyük bir yarar sağlanıyor.” Prof. Dr. Ercan Karaarslan “Özellikle böbrek işlevleri riskli hastalarda klasik anjiyografilere nazaran daha az kontrast unsur kullanılarak yapılan incelemelerde bile damar yapılarını ve arterlerdeki hastalık bulgularını daha net bir halde ortaya koyuyor. Bununla birlikte, aygıtın süratli çekim özelliği ile tarama mühleti dakikalar içinde tamamlanıyor; bu da hastaların rahatlığı ve sürecin aktifliği açısından büyük kıymet taşıyor” diyor.

Bu hastalarda uygun usul olarak öne çıkıyor

Kuantum Teknolojili Foton Sayıcı BT ile yapılan kalp anjiyo sisteminin bilhassa 40 yaş üzerinde, kalp hastalığı riski taşıyan bireyler, daha evvel kalp krizi geçirmiş hastalar ve yüksek kolesterol, hipertansiyon üzere risk faktörlerine sahip bireyler için öne çıktığını belirten Prof. Dr. Karaarslan, bu sayede hastaların kalp krizi riskinin minimize edilerek hayat kurtarıcı bir rol oynadığını vurguluyor. Bu ileri formül sayesinde, birçok hastaya klasik anjiyo üzere prosedürlere gerek kalmadan teşhis konulabildiğine ve tedavi gereken önemli hastalıklı olguların  kardiyoloji kliniğine yönlendirilebildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Karaarslan “Bu metot kalp damar hastalıklarının erken teşhisini mümkün kılarak hastaların ömür kalitesini artırıyor, tedavi süreçlerini hızlandırıyor ve mevt riskini önemli oranda azaltıyor” diyor. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı