0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Göğüs kanseri, olağandışı göğüs hücrelerinin denetimden çıkarak tümör oluşturduğu bir hastalıktır. Denetim altına alınmadığında, tümörler bedene yayılabilir ve ölümcül olabilir. Bayan cinsiyeti göğüs kanserinin en güçlü risk faktörüdür ve tüm göğüs kanserlerinin yaklaşık yarısı, cinsiyet ve yaş dışında rastgele bir spesifik risk faktörü olmayan bayanlarda görülmektedir. Göğüs kanserlerinin yaklaşık %0,5-1’i de erkeklerde ortaya çıkar. 

Meme kanserinde erken teşhis hayat kurtarır ve tedavisinde birinci sırada cerrahi akla gelmektedir. Fakat her göğüs kanseri hastası ameliyat olmalı mıdır? Bu sorunun yanıtını Memorial Antalya Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nden Op. Dr. Nazlı Yavuzer Türe verdi ve “1-31 Ekim Göğüs Kanseri Farkındalık Ayı” nedeniyle, göğüs kanserinde cerrahinin yapılabildiği durumlar hakkında değerli bilgiler aktardı.

Erken teşhis hayat kurtarır!

Çoğu kişi kanser şimdi erken evredeyken rastgele bir belirti yaşamaz, bu nedenle erken teşhisin ehemmiyeti büyüktür. WHO Global Göğüs Kanseri Teşebbüsü, global göğüs kanseri vefat oranını yılda %2,5 oranında azaltarak, 2020 ile 2040 yılları ortasında global olarak 2,5 milyon göğüs kanseri vefatını önlemeyi amaçlamıştır. Global göğüs kanseri vefat oranını yılda %2,5 oranında azaltmak, 2030 yılına kadar göğüs kanseri ölümlerinin %25’ini ve 2040 yılına kadar 70 yaş altı bayanlarda göğüs kanseri ölümlerinin %40’ını önleyecektir. Bu maksatlara ulaşmak için erken teşhis ve teşhis aldıktan sonra kapsamlı bir sıhhat kuruluşunda göğüs kanseri tedavisi kuraldır. 

Bu belirtilere dikkat!

• Genellikle ağrısız bir göğüs kitlesi 
• Memenin boyutunda, halinde yahut görünümünde değişiklik
• Çukurlaşma, kızarıklık yahut ciltte başka değişiklikler
• Meme ucunda yahut göğüs ucunu çevreleyen ciltte değişiklik
• Meme ucundan sıvı gelmesi

Unutulmamalıdır ki göğüste ele gelen birden fazla göğüs kitle kanser değildir. Kanserli göğüs kitleleri küçük olduklarında ve yakındaki lenf düğümlerine yayılmadıklarında başarılı bir halde tedavi edilme olasılıkları daha yüksektir.

“Güvenli cerrahi sınır” elde edilmeli

Meme kanserinde ölümlere; tümörün karaciğer, kemik, akciğer ve başka organlara yayılması neden olur. Bu nedenle hastanın kanserli bir doku ile hayatına devam etmesi mümkün değildir. Genel durumu gerek fizikî, gerekse ruhsal manada güzel hale getirildikten sonra ameliyat yapılmalıdır. Ameliyat öncesi, öncelikle hastanın ve göğsün durumu değerlendirilmeli, hastalığın göğüs dokusu üzerinde ne kadar ilerlediğine bakılmalıdır. Şayet göğüs dokusu üzerinde çok fazla ilerleme kelam hususuysa, hastalık memeyi bütünüyle kaplamışsa, ameliyat sırasında “güvenli cerrahi bir sınır” elde edilemeyeceği için ve ameliyat sonrasında bölgesel olarak hastalığın tekrar görülmesi üzere bir mümkünlük olduğundan, öncelikle kemoterapiye başlanmalıdır. 2 cm üzerinde olan kitlelere kesinlikle ameliyat öncesi kemoterapi verilir, kitle küçültülür. Böylelikle tüm göğsün alınmasına gerek kalmaz ve bu sayede hastaların estetik tasası ortadan kalkar ve daha küçük cerrahi teşebbüs yapılmış olur.

Nüksetme riski uygun değerlendirilmeli

Güvenli bir cerrahi hudut, hastalığın nüksetme riskini azaltır. Bu nedenle göğüs kanseri cerrahisinde ameliyat sırasında çıkarılan doku frozena gönderilir ve cerrahi hudut denetimi kesinlikle yapılır. Bu sayede ameliyat esnasında kesi yapılan alanda tümör hücrelerinin bulunmaması ve bu alanın tümör hücrelerinden mümkün olduğunca uzak olması sağlanabilir. Şayet kesi yapılan alanda tümör hücreleri bulunursa ameliyattan kısa bir mühlet sonra deri üzerinde tümörler oluşmaya başlar ve nüks oluşur. Bunların tedavileri de epeyce zordur. Deride oluşan bu tümörler hastanın bundan sonraki hayat kalitesini olumsuz tesirler. 

Hastalık denetim altına alınmadan ameliyat yapılmamalı

Memedeki tümör çok büyük olmasa da kanserli hücreler öbür organlara yayılmışsa, hastanın ameliyat olmaması gerekir.  Böyle durumdaki hastalarda öncelikle ilaç tedavisine başlanmalı bu alanlar denetim altına alınmalıdır. Bedene yayılmış ve ilerlemiş bir kanser kelam konusu olduğunda, göğse yapılacak bir müdahalenin yararı olmadığı üzere hastaya ziyanı da olabilir. Büyük bir müdahale hastada hem ameliyat travmasına neden olacak hem de bağışıklık sistemini olumsuz etkileyerek hastalığın daha da ilerlemesine neden olacaktır. Cerrahi müdahale hastalık denetim altına alınabilecekse tercih edilmelidir.  

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı