0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Tüm dünyada en sık rastlanan ve kansere bağlı ölümlerde birinci sırada yer alan akciğer kanseri kıymetli bir halk sıhhati sorunu olarak karşımıza çıkıyor. Acıbadem Altunizade Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Aziz Yazar, sigaranın akciğer kanserinden tek başına yüzde 90 oranında sorumlu olduğunu vurguluyor. Sinsice ilerleyen akciğer kanserinde erken teşhisin hayat kurtardığını, buna rağmen toplumda farkındalığın yetersiz olduğunu belirten Prof. Dr. Aziz Yazar, 1-30 Kasım Akciğer Kanseri Farkındalık Ayı kapsamında yaptığı açıklamada, kesinlikle dikkate alınması gereken belirtileri ve yeni jenerasyon tedaviyi anlattı, değerli ikazlar ve tekliflerde bulundu. 

Akciğer dokusundaki hücrelerin denetimsiz çoğalmasıyla oluşan akciğer kanseri, dünya genelinde gerek görülme sıklığı gerekse kansere bağlı ölümlerde başı çekiyor. Acıbadem Altunizade Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Aziz Yazar “Tüm dünyada bir yılda yaklaşık 2 milyon 200 bin bireye akciğer kanseri tanısı konulurken, bunun 41 binini ülkemizdeki hastalar oluşturuyor. Dünyada bir yılda yaklaşık 1 milyon 800 bin ve ülkemizde yaklaşık 30 binden fazla kişi akciğer kanseri nedeniyle hayatını kaybediyor” diyor. Kansere bağlı ölümlerin erkeklerde yüzde 28’ini, bayanlarda da yüzde 26’sını akciğer kanserinin tek başına oluşturduğunu belirten Prof. Dr. Yazar şöyle konuşuyor: “Akciğer kanserine bağlı ölümlerin yüksek olmasının nedenlerinden birisi; sinsice ilerlediğinden geç belirti vermesidir. Bu nedenle kimi şikayetlerde kesinlikle doktora görünmek, uygulanan tedaviye karşın güzelleşme olmazsa akciğer kanseri istikametinden de araştırma yapmak gerekir. Bilhassa geçmeyen, üç haftayı aşan öksürük, kanlı balgam, nefes darlığı ve göğüs ağrısı şikayetleri kesinlikle akciğer kanseri tarafından de araştırılmalıdır.” Akciğer kanserinde erken teşhisin hayat kurtardığını fakat toplumsal farkındalığın yetersiz olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Yazar “Bu nedenle teşhis anında kanser çoklukla ileri evreye ulaşmış oluyor ve olayların yüzde 70’i teşhis anında evre 3 ve evre 4 olarak karşımıza çıkıyor. Halbuki akciğer kanseri düşük doz bilgisayarlı tomografi taraması ile erken teşhis edilebilmekte ve şahsa özel tedavi usulleri ile daha az yan tesiri olan, daha başarılı tedaviler uygulanabilmektedir” diyor.

Risk faktörlerine dikkat!

Sigaranın, akciğer kanserinin nedenleri ortasında yüzde 90 ile tek başına sorumlu olduğunu, günlük içilen sigara ölçüsü arttıkça ve sigara içme müddeti uzadıkça akciğer kanseri gelişme riskinin içmeyenlere nazaran en az 20 kat arttığını vurgulayan Prof. Dr. Aziz Yazar “Sigaranın akciğer kanseri ile bağlantısı 1950’den sonra anlaşılmaya başlanmıştır. Sigarayı bırakarak akciğer kanseri yüzde 90 oranında önlenebilir. Kendisi sigara içmese de sigara dumanına maruz kalanlarda yani pasif içicilerde de akciğer kanseri riski artmaktadır” diyor. Genetik yatkınlık hariç, akciğer kanserini artıran risk faktörlerinin çabucak hepsinin önlenebileceğini, hastalıkların oluşumunu önlemeninin de en tesirli ve ucuz tedavi yolu olduğunu belirten Prof. Dr. Yazar, öne çıkan öbür risk ögelerini şöyle açıklıyor: “Egzoz gazları, kömür dumanı, asbest, arsenik, nikel, silika ve berilyum üzere unsurlara maruziyet ile daha evvelce tüberküloz geçirmiş olmak akciğer kanseri riskini artırmaktadır. Daha evvel akciğerin öbür nedenle radyasyona maruz kalması akciğer kanseri geliştirme riskini 13 kata kadar artırmaktadır. Birinci derecede akciğer kanseri yakını olanlarda da risk, olmayanlara nazaran iki kat daha yüksektir.”

Kişiye özel tedavi başarıyı artırdı!

Akciğer kanserinin tedavisinde 15 yıl öncesine kadar yalnızca cerrahi, kemoterapi ve radyoterapi uygulanırken, son yıllarda bireye özel tedavilerin geliştirilerek uygulamaya konulduğunu belirten Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Yazar “Kanserli dokudan ve/veya kandan alınan numuneler test edilerek kişinin hastalığının gen haritası (Yeni Kuşak Dizileme) çıkarılmaktadır. Bu yolla akciğer kanserinin hassas olduğu bir amaçlı ilaç yahut immünoterapi olup olmadığı saptanabilmektedir. Tedavide kullanılan maksatlı ilaçlar ve immünoterapinin yan tesiri kemoterapiye nazaran hayli düşüktür. Yeni Nesil Dizilemeye nazaran verilen maksatlı tedavi yahut immünoterapinin muvaffakiyetleri da hayli yüksektir ve bu yolla akciğer kanserli hastaların gerek hayat talihi gerekse ömür kalitesi kemoterapiye nazaran hayli artırılabilmektedir” diyor. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı