0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Balıkçılığın çevresel tesirlerine ve şuurlu avlanmanın ehemmiyetine vurgu yapan Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Adiller, “Doğru biçimde gerçekleştirilen balıkçılık faaliyetlerinin deniz kirliliği üzerindeki tesirleri hayli azdır.” dedi.

Üsküdar Üniversitesi Etraf Sıhhati Program Lideri Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Adiller, balıkçılığın çevresel tesirlerine dikkat çekerek, şuurlu avlanmanın ehemmiyetini vurguladı.

Yasadışı balıkçılık, deniz ekosistemlerini olumsuz etkiliyor…

Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Adiller, balıkçılığın kültürümüzde yüzyıllardır var olan ve birebir vakitte muhakkak bir bölümün gelir kaynağı olan kıymetli iş kollarından biri olduğunu tabir ederek, “Ancak balıkçılık bilhassa de yasadışı olarak gerçekleştirilen balıkçılık deniz ekosistemleri açısından pek çok olumsuz sonuç doğuruyor. Balıkların ve öteki deniz eserlerinin çok avlanması bu cinslerin denizlerdeki popülasyonunu önemli ölçüde azaltarak birtakım çeşitlerin bölgesel olarak kuşağının tükenmesine yol açabiliyor. Bunu ülkemizin pek çok farklı bölgesinde pek çok farklı tıpta maalesef gördük. Bunun yanında balıkçılıkta kullanılan Trol ağları üzere kimi yollar deniz tabanına ziyan vererek yalnızca avlanan balık ya da su canlısına değil pek çok öbür bitki ve hayvan tipine de ziyan veriyor. Balıkçılık faaliyetleri sırasında aslında tutulması amaçlanmayan deniz kuşları, deniz kaplumbağaları üzere pek çok cins de ağlara takılarak ölebiliyor. Balıkçılık, bu sebeplerden ötürü aslında dikkatli ve kurallara uyarak gerçekleştirilmesi gereken faaliyetlerdendir.” dedi.

Av yasağının kalkmasıyla deniz kirliliği riski kelam konusu mu? 

“Doğru biçimde gerçekleştirilen balıkçılık faaliyetlerinin deniz kirliliği üzerindeki tesirleri epeyce azdır.” diyen Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Adiller, kelamlarına şöyle devam etti:

“Ancak bu faaliyetlerde kullanılan tekneler ve öbür ekipmanların durumu bu noktada kilit rol oynuyor. Balıkçılık yapılan teknelerin bakımsız olması ya da teknelerde kullanılan ve çevresel olumsuz tesirleri olan boyaların kullanımı deniz kirliliğine sebep olabilir. Balıkçı teknelerinde kullanılan boyalar ve birtakım kimyasallar kaza sonucu deniz suyuna karışabilir. Bu hususlar su kirliliğine yol açabilir ve deniz ekosistemini olumsuz tesirler. Balıkçı teknelerinin motorlarında kullanılan yağların ve yakıtların denize karışması önemli boyutlarda kirliliğe sebep olabilir. Ayrıyeten tekne içerisinde balıkların işlenmesi durumunda buradan çıkan atıkların da direkt denize verilmesi kirliliğe sebep olabilecek bir öteki kaynaktır.”

Balıkçılık dönemi boyunca deniz kirliliğini azaltmak için hangi tedbirler alınabilir? 

Balıkçılık kaynaklı deniz kirliliğinin önüne geçilmesi konusunda alınabilecek en kıymetli tedbirin teknelerde atık idaresinin hakikat bir halde uygulanmasını sağlamak olduğunu da vurgulayan Dr. Adiller, “İnsanın bulunduğu ve faaliyet gösterdiği her alanda olduğu üzere bu tekne ve gemilerde de pek çok farklı atık ortaya çıkmaktadır. Bu atıkların direkt denizlerimize verilmesi engellenmeli, hakikat formda yönetilmesi sağlanmalıdır. Atık idaresi yanında balıkçılık yapılan teknelerin bakımları nizamlı olarak mümkünse etrafa en az ziyan veren boyalar ve kimyasallar kullanılarak yapılmalı, teknelerdeki motor yağı ve yakıt kaçaklarının önüne geçilmelidir.” halinde konuştu.

Gelecekte de balıkçılık yapılabilmesi için denizler korunmalı!

Ülkemizin üç yanı denizlerle çevrili olmasına karşın bu denizlerimizden tam manasıyla faydalanamadığımızı lisana getiren Dr. Öğr. Üyesi Ahmet Adiller, “Özellikle nüfus ve sanayi tesislerinin yüksek olduğu bölgelerimizde denizlerimizin su kalitesi hayli berbat durumdadır. Bunun yanında yapılan kaçak ve yöntemsiz balıkçılık faaliyetleri de karadan kaynaklı kirlilikle ve iklim değişikliği ile gayret eden deniz ekosistemlerimizi daha da zorlamakta ve pek çok balık ve öteki su canlısı çeşidi bölgesel olarak yok olma tehdidi ile karşı karşıya kalmaktadır. Marmara Denizinde geçtiğimiz yıllarda kirlilik kaynaklı yaşanan müsilaj problemini unutmamalıyız. Bizden sonraki jenerasyonların de denizlerimizde balıkçılık yapabilmeleri, yiyebildiğimiz balıkları yiyebilmeleri için denizlerimizi muhafazamız gerekiyor.” formunda kelamlarını tamamladı

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı