0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Antidepresan kullanımıyla ilgili tasalara değinen Dr. Emine Yağmur Zorbozan, en yaygın korkunun ilaca bağımlılık olduğunu söyledi ve ilaç tedavisinin doktor kontrolünde ilerlemesi gerektiği konusunda uyardı.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Feneryolu Tıp Merkezi Psikiyatri Uzmanı Dr. Emine Yağmur Zorbozan, antidepresan ilaçları ve kullanımları hakkında bilgi verdi.

Antidepresan kümesi ilaçların birçoğu ağrı kesici olarak kullanılıyor!

Antidepresanın günümüzde psikiyatri tarafından fazla kullanılmadığına dikkat çeken Dr. Emine Yağmur Zorbozan, “Bunun sebebi, bu ilaçların birçok hastalığın tedavisinde kullanılıyor olmasıdır.” dedi.

Antidepresan olarak isimlendirilen ilaçların depresyon tedavisi, anksiyete bozukluğu, obsesif kompulsif bozukluk, bipolar bozukluğu, ağrı kesici ve migren tedavisi üzere hastalıklarda kullanılabildiğini lisana getiren Dr. Emine Yağmur Zorbozan, “Bu nedenle bu ilaçlara antidepresan denilmesi yanlışsız bir yaklaşım değil. Günümüzde antidepresan ilaçları kümelere ayrılıyor. Serotonin gerialım inhibitörü, Serotonin – norepinefrin geri alım inhibitörleri üzere pek çok alt küme da bulunuyor. Yeni datalara nazaran Amerika’da günde yaklaşık 6 milyon antidepresan reçete ediliyor ve birçoğu ağrı kesici olarak kullanılıyor.” halinde konuştu.

Bazı hastalıklar uzun müddet ilaç kullanımı gerektirebilir! 

Bu ilaç kümesi ile ilgili dertler olduğuna vurgu yapan Dr. Emine Yağmur Zorbozan, “Her ilaçta olduğu üzere bu ilaç kümesinin da yan tesirleri bulunuyor. Bu süreçte bireye özel kâr ziyan oranına nazaran bir seçim yapılır. Kişinin ilaç kullanması konusunda psikiyatri doktorları karar verip kişi ile bir iş birliği yaparak gerçek ilaç seçmeye çalışılır.” dedi.

İlaç seçiminde kişinin yaşı, kilosu, mesleği üzere birtakım özelliklerin göz önünde bulundurulması gerektiğini aktaran Dr. Emine Yağmur Zorbozan, kelamlarını şöyle sürdürdü:

“Baş ağrısı, ağız kuruluğu, görme bozukluğu, mide bulantısı ve uyku hali bu ilaçların en sık karşılaşılan yan tesirleri ortasında gösterilebilir. Tesirler çoklukla ilaç kullanımının başında yüksek olup vakit içerisinde beden ilaca alıştıkça azalır ve tedavi aktifliği başlar. Şayet kişi yan tesirleri tolere edemezse birtakım düzenlemeler yapılması gerekebilir.

Antidepresanın uzun müddet kullanımı hastalık çeşidine nazaran değişir. Obsesif kompulsif üzere hadiselerde daha uzun mühlet kullanılır ve kişinin daha uzun müddet tolere edebileceği idami tedaviye uygun ilaçlar seçilir.”

Antidepresan kâfi mühlet ve dozda kullanıldığında hastalık ortadan kalkar…

Antidepresan ilaçları kullanan şahıslarda en yaygın korkunun ilaca bağımlılık olduğunu tabir eden Dr. Emine Yağmur Zorbozan, “Bunlar hastanın niteliğine nazaran değişir. İki tip tedavi yolu vardır; küratif tedavi ve septomatik tedaviler. Septomatik tedaviler belirtiyi ortadan kaldıran, küratif tedaviler ise hastalığı ortadan kaldıran bir tedavi prosedürüdür. Antidepresan ilaçları sebebi ortadan kaldıracak tedavi kümesine girer. Kâfi mühlet ve dozda ilaç kullanıldığında hastalık da ortadan kalkacağı için ilaç kullanımı muhtaçlığı doğmayacaktır.” açıklamasını yaptı.

Tavsiye üzerine antidepresana başlanmamalı!

Antidepresan kullanırken dikkat edilmesi gereken konulardan birinin, tabibin önerdiği doza uymak olduğunun altını çizen Dr. Emine Yağmur Zorbozan, “Hekimin teklifinden evvel ilacı kesmemek ya da dozu arttırmamak ve tertipli kullanmak gerekir. Antidepresanlar erken kesilirse birtakım çekilme belirtileri yahut bedende fizyolojik tepkiler gözlemlenebilir.” dedi.

Kişinin tavsiye üzerine kendi kendine ilaca başlamaması gerektiğini de kelamlarına ekleyen Dr. Emine Yağmur Zorbozan, antidepresan kullanımı sırasında alkol ve husus kullanımının da olmaması gerektiğini vurguladı.

İlaç tedavisi doktor kontrolünde ilerlemeli!

Doktor kontrolü olmadan uzun mühlet kullanılan ilaçların tedavi için düzgün bir prosedür olmayabileceğine dikkat çeken Dr. Emine Yağmur Zorbozan, kelamlarını şöyle tamamladı:

“Önemli nokta tedavinin sistemi ve doktor kontrolünde ilerlemesidir. Belli bir müddet sonra mevcut hastalıkta bir düzgünleşme olmuyorsa birinci yapılması gereken tanıyı gözden geçirmektir. Teşhisin gerçek konulması, yanlışsız ilacın kullanılması ve şahsa aktif bir doz verilmesine karşın güzelleşme görülmüyorsa ilaç değiştirilmeli yahut güçlendirilmeli. Bunlara ek olarak psikoterapiler, toplumsal dayanak ve kişinin kendini rehabilite etmesi üzere birtakım faktörler de değerlendirilmeli.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı