İnsan yaşam boyu hedef belirler ve hayatını devam ettirmek için motivasyonlar değişir. Sosyoduygusal seçicilik teorisi tam bu noktada gençler ile yaşlıların hedef farklılığını ortaya koyar. Stanford Üniversitesinden Laura Carstensen’in ortaya koyduğu sosyoduygusal seçicilik teorisine göre; yaşlılar olumlu duygular ve anlamlı sosyal ilişkiler peşinde iken gençlerde geleceğe yönelik hedefler daha belirgindir. Başka bir deyişle yaşlılar şimdiki zamana bakarken gençler daha çok geleceğe odaklanır.
Peki sosyoduygusal seçicilik teorisi bizlere tam olarak ne anlatılıyor? İşte yaşlılar ile gençler arasında anlam arayışını ortaya koyan Sosyoduygusal seçicilik kuramı hakkında merak edilenler…
Sosyoduygusal seçicilik teorisi, temelde insanın yaş aldıkça hedeflerinin değiştiğini ortaya koyar. Biraz daha derine inersek, sosyoduygusal seçicilik kuramına göre yaşlılar anlam arayışları sebebiyle sosyal ilişkilerinde daha derinlikli ilişkileri tercih eder. Gençlerde ise durum daha geniş sosyal ağları tercih eder. İnsanın zaman algısının yaş aldıkça değişmesi, yaşlandıkça şimdiki zamana odaklanmasını mümkün kılar. Dolayısıyla yaşlı insanlar, pozitif duygular yaşama eğiliminde olur ve anlam bulmaya yatkın olur.
Sosyoduygusal seçicilik teorisi, insanların genel olarak yaşlandıkça sosyal ağlarda küçülme ve daha derinlikli insan ilişkileri kurduğunu öne sürer. Ancak yaşlanmak, salt kronolojik olarak büyüme olarak ele alınmamalıdır. Nitekim bazı gençlerde hastalık, kayıp veya taşınma gibi dönüm noktalarında da zamanı algılamanın değişmesi mümkündür. Bu da gençlerin, hedeflerini değerlendirmesini etkileyerek onların sosyal ağlarında daha faydalı olana yönelmesi, anlamlı ilişkilere yönelmesini mümkün kılar.
Gençlik ve yaşlılık, kişinin kronolojik yaş farkını ifade etmekle kalmaz aynı zamanda psikolojik olgunluğuna da karşılık gelir. Sosyoduygusal seçicilik kuramı, gençlerin bilgiye dayalı hedeflere motive olduklarını ortaya koyarken yaşlılıkta anlama dayalı hedefler ön plandadır. Aslında insanın gelişimsel örüntüsü dalgalı bir biçimde ilerler. Nitekim bilgiye ve anlama dayalı hedefler yaşamın bazı dönemlerinde artarken bazı dönemlerinde azalır. Yaşlılıkta anlamsal hedeflere daha yatkın olan insan, benzer biçimde bebeklik ve erken çocukluk döneminde de duygusal hedeflere ulaşma isteğindedir.
İnsanların yaşlandıkça daha olumlu duygulara yatkın olduğu, olumlu uyaranlara daha kolay odaklandıklarını gösteren bazı çalışmalar mevcuttur. Sosyoduygusal seçicilik teorisi, yaşlılıkta insanların olumlu uyaranlara gençlere kıyasla daha fazla dikkat ettiğini ortaya koymuştur. Pozitiflik etkisi denilen bu fenomene göre insanlar yaşlandıkça olumsuz bilgileri işlemek yerine olumlu bilgileri işlemeye eğilimli olur. Bu da yaşlandıkça daha derin duygular yaşamanın, hayatı ve bilhassa sosyal ağları değerlendirme biçiminin değişmesi anlamına gelir.
Sonuç olarak insanın yaşlanması sadece fiziksel değişimleri değil psikolojik farklılıkları da ortaya koyar. Sosyoduygusal seçicilik teorisi, yaşlılıkta insanın daha derin sosyal ağlar peşinde olmasını ve mümkün olduğunca daha seçici davrandığı hipotezine dayanır. Gençlik çağında ise insan sosyal olarak seçici olmaktan ziyade daha geniş ilişkiler peşinde olur. Elbette gençlikte de hastalık gibi bazı durumlarda sosyoduygusal anlamda seçici olmak mümkündür.
GÜNDEM
23 Kasım 2024GÜNDEM
23 Kasım 2024GÜNDEM
23 Kasım 2024GÜNDEM
23 Kasım 2024