Birce Akalay, Türkiye’nin en sevilen kadın oyuncularından biri olarak, duyarlılığı, güzelliği ve yeteneğiyle her rolüne yeni bir boyut katıyor. Kanal D’nin yeni dizisi ‘Bir Derdim Var’ın başrolünde yer alan Akalay, bu yeni projede gençler, hayat, aşk, umut ve hatalar üzerine düşüncelerini paylaşıyor. Kendisini “Hatalar yaptım tabii. Hangi genç yapmaz ki! Koca koca insanlar olarak hata yapmaya devam edeceğiz.” diyerek ifade eden Birce Akalay, kolundaki kelebek dövmesi gibi nazik ama aynı zamanda güçlü bir duruşa sahip. Onunla her sohbet, keyifli ve bitmesini istemeyeceğiniz bir deneyime dönüşüyor. Şu anda hayatının “Şahane bir 40’ıncı yılını yaşıyor” olarak tanımlayan Akalay, yaşamın her evresinde ışıltısını koruyor.

Birce Akalay, dört yıl aradan sonra ekrana dönüşünü heyecan ve merakla karşılıyor. “İyi hissediyorum ve projemize çok güveniyorum” diyen Akalay, yeni rolü hakkında da düşüncelerini paylaşıyor. ‘Bir Derdim Var’ dizisinde canlandırdığı Nilüfer karakterini tanımlarken, Birce Akalay onun travma geçirmiş gençlere yardım eden bir doktor olduğunu vurguluyor. Nilüfer’in, zorluklarla dolu bir yolculuktan geçtiğini ve bu deneyimlerini gençleri iyileştirmek için kullandığını belirtiyor. Akalay, karakterinin delüzyonel bozukluğu olan bir kadın olarak tasvir edilmesinin, onun derin ve katmanlı bir karakter olduğunu gösterdiğini ifade ediyor.

Delüzyonel Bozukluk Nedir?

Delüzyonel bozukluk, bir kişinin gerçek dışı inançlara sahip olması ve bu inançları gerçek olarak algılaması durumudur. Dizide Nilüfer karakteri, aşırı stres altında olduğunda 15 yaşındaki kendisini görüyor ve onunla konuşuyor. Bu nevrotik durumu, sadece en yakın arkadaşı ve danışmanı olan Yusuf biliyor. Yusuf, geçmişte Nilüfer’i tedavi etmiş ve bu durumla yaşamayı öğretmiştir. Nilüfer’in mesleğe yönelmesinde etkili olan kişi ise doktoru ve mentoru Sami. Nilüfer, Sami sayesinde bu zorluklardan kurtulmuş ve mesleğini icra etmeye başlamıştır. Nilüfer, eğer kendisi bu karanlık dönemden çıkabildiyse, diğer çocukların da bunu başarabileceğine inanıyor. Bu ütopik düşünce onu hayata sıkıca bağlıyor ve mesleki motivasyonunu artırıyor.