Ulu önder Atatürk’ün askerlik ve liderlik yeteneklerinin yanı sıra müziğe ve sanata da ilgisi vardı. İşte Atatürk’ün en sevdiği şarkılar…
29 Ekim 1923, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu kutladığımız özel bir gündür. Ancak bugünü daha da anlamlı kılan faktörlerden biri, Türkiye’nin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’ün müziğe olan derin ilgisi ve tutkusudur. Atatürk’ün sevdiği ve dinlediği şarkılar, kişisel tercihlerini ve müziğe olan büyük değerini yansıtmaktadır.
Atatürk’ün en sevdiği şarkılardan olan “Kimseye Etmem Şikâyet” şarkısı, güftesi İhsan Raif Hanım’a, bestesi ise Kemani Serkis Efendi’ye ait olan Nihavent makamındaki klasik Türk müziği eseridir. Bu şarkının en tanınmış yorumlarından biri, ünlü sanatçı Müzeyyen Senar’a aittir. Atatürk’ün bu şarkıya olan ilgisi ve sevgisi, onun sanata ve müziğe olan derin bağlılığının bir yansımasıdır.
İzmir’in Kavakları, kendine özgü bir tınıya sahip olan Segah makamında icra edilen, 9/8 lik ritim yapısına sahip bir zeybek türüdür. Bu türkü, Muzaffer Sarısözen tarafından, kaynak kişi olarak Ekrem Güyer’den derlenip notaya alınmış ve Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) arşivine 337 repertuvar numarasıyla kaydedilmiştir. İzmir’in Kavakları, Türk müziğinin zengin repertuarına önemli bir katkı sunar ve geleneksel Türk ezgilerinin güzelliklerinden birini yansıtır.
Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluş yıllarına, hatta I. Murad’ın Üsküp’ü kuşatmasına dayanan bu güzel türkü, Rumeli’den Anadolu’ya göç eden birçok insanın sıla hasretini dile getirir. Osmanlı’nın genişlemesi ve fetihleri sırasında, birçok insan farklı coğrafyalara göç etmek zorunda kaldı. Bu türkü, bu göçmenlerin özlem, hasret ve vatanlarına duydukları özlemi anlatarak, tarihi ve duygusal bir dokunuş sunar.
“Fikrimin İnce Gülü” şarkısı, söz ve bestesi 1865-1927 yılları arasında yaşamış olan Muallim İsmail Hakkı Bey tarafından yazılmıştır. Bu güzel eser, pek çok sanatçı tarafından seslendirilmiştir. Ancak günümüzde, şarkının en bilinen yorumlarından biri Müzeyyen Senar tarafından yapılmıştır. Senar’ın yorumu, şarkının popülerliğini ve tanınırlığını artırmış ve onu unutulmaz bir eser haline getirmiştir.
Atatürk, müziği yalnızca bir sanat dalı olarak görmekle kalmamış, aynı zamanda insanların duygusal ifade ve bir araya gelme biçimi olarak da önemsemiştir. O’nun müziğe olan bu derin sevgisi, Türk milletinin birlik ve beraberliğini daha da güçlendirmiştir. Atatürk’ün sevdiği şarkılar, onun kişiliğinin derinliklerine ve duygusal yönüne ışık tutar.
Bugün, 29 Ekim’de, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu ve Atatürk’ün mirasını coşkuyla kutladığımızda, onun sevdiği şarkıları dinleyerek, tarihimizin ve değerlerimizin bir parçasıyla daha derin bir bağ kurabiliriz. Mustafa Kemal Atatürk’ün müziğe olan bu derin sevgisi, Cumhuriyetimizin ve Türk milletinin zengin kültürel mirasının ayrılmaz bir parçasıdır ve bu mirasın gelecek kuşaklara gurur ve sevgiyle aktarılması gerekmektedir. Atatürk’ün bu tutkusu, O’nun liderliğinin ve etkisinin yalnızca siyasette değil, aynı zamanda kültürel ve sanatsal mirasımızda da derin izler bıraktığının bir göstergesidir. Bu, O’nun büyük liderliğinin ve etkisinin yalnızca siyasi arenada değil, aynı zamanda kültürel ve sanatsal mirasımızda da yaşadığının bir kanıtıdır.
GÜNDEM
22 Kasım 2024GÜNDEM
22 Kasım 2024GÜNDEM
22 Kasım 2024GÜNDEM
22 Kasım 2024