0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

Travma sonrası endişe ve gerilim belirtilerinin ortaya çıktığını ancak vakitle belirtilerin azaldığını belirten Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Oğuz Tan, “Ancak birtakım bireylerde vaziyet güzele gitmez, hatta kötüleşir. Ruhsal travmadan bir müddet sonra, olayı yine yaşama hissi, travmayı hatırlatan durumlardan kaçınma, gergin hissetme, uykuya dalma yahut uykuyu sürdürme zahmeti üzere kimi belirtiler gelişir.” dedi. 

Doç. Dr. Oğuz Tan ayrıca 17 Ağustos 1999 sarsıntısının yıl dönümünde travmatik anıların, telaşların ve yasla ilgili reaksiyonların canlanabileceğine dikkat çekti. 

Üsküdar Üniversitesi NP Feneryolu Tıp Merkezi Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Oğuz Tan, 17 Ağustos 1999 Gölcük zelzelesinin 25’inci yılında zelzelesi yaşayanlarda ve yakından şahit olanlarda görülebilecek Travma Sonrası Gerilim Bozukluğu problemini anlattı. 

Depremin neden olduğu travma farklı dehşetleri da tetikleyebiliyor

Depremin gerek sarsıntı mağdurlarında gerekse toplum genelinde korku bozukluklarını tetiklediğini lisana getiren Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Oğuz Tan, “Posttravmatik gerilim bozukluğundan başka olarak daima sebepsiz bir kaygı hali yahut ufak tefek her şeyden kaygılanma üzere yaygın anksiyete bozukluğu, panik bozukluğu, kapalı alan endişeleri gelişebilir. Yalnızca yeni bir sarsıntıya maruz kalma korkusu değil kalp krizi geçirme, kanser olma üzere türlü fizikî hastalıklara yakalanma korkusu da artar.” dedi.

Psikolojik travmanın, kişinin baş etme potansiyelini aşan ağır bir olay yaşaması olduğunu belirten Doç. Dr. Oğuz Tan, “Saldırıya uğramak, cinsel istismara maruz kalmak, birinin vefatına şahit olmak, sevdiği birinin vefatı, mevtten dönmek, sarsıntıdan sağ çıkmak ve savaş üzere durumlarda birden fazla şahısta endişe ve gerilim belirtileri ortaya çıkar, lakin vakitle yatışır ve geçer. Lakin birtakım şahıslarda vaziyet uyguna gitmez, hatta kötüleşir.” formunda konuştu.

Bu belirtiler varsa dikkat!

Psikolojik travmadan bir mühlet sonra kimi belirtiler gelişeceğine dikkat çeken Doç. Dr. Oğuz Tan, bu belirtileri şöyle aktardı:

“Kişiler travmatik olayı yine yaşıyor üzere hissedebilir. Olayla ilgili anılar canlanıp dururu, hayallere girer. Kişi travmayı hatırlatan yerlerden, objelerden, olaylardan, fikirlerden ve hislerden kaçınır. Seslerden irkilme, diken üstündeymiş üzere gergin hissetme, konsantre olamama, uykuya dalma yahut uykuyu sürdürme zahmeti, çabuk sonlanma üzere durumlar ortaya çıkar. Bireyler ayrıyeten travmaya neden olan olayın kıymetli istikametlerini hatırlamakta zahmet çeker. Faaliyetlere olan ilgileri azalır, dehşet, öfke, utanç ve suçluluk üzere negatif hisleri artar ve memnunluk üzere olumlu hisleri yaşamada zahmet çekerler.”

Kaçınma davranışı Travma Sonrası Gerilim Bozukluğunun uzamasına neden oluyor

17 Ağustos 1999 zelzelesinden sonra yapılan çalışmalarda Kocaeli’nde yaşayanlarda sarsıntı sonrası üç yıllık Travma Sonrası Gerilim Bozukluğu sıklığının yüzde 15 olarak bulunduğunu hatırlatan Doç. Dr. Oğuz Tan, “Olayın yıl dönümünde travmatik anılar, telaş, aktardığım bütün belirtiler ve yasla ilgili yansılar canlanabilir.” dedi.

Travma Sonrası Gerilim Bozukluğu yaşayanların yarısında belirtilerin birinci 3 ay içinde düzeldiğini, fakat öbür yarısında daha uzun sürebileceğini hatta bazen kronikleşebileceğini de lisana getiren Psikiyatri Uzmanı Doç. Dr. Oğuz Tan, sözlerini şöyle tamamladı:

“Travmaya maruz kalan kişinin tablonun Travma Sonrası Gerilim Bozukluğuna dönüşmemesi için bir an evvel işine yahut okuluna dönmesi gerekir. Kişinin vücudunda çalışmaya mâni ağır bir hasar yoksa, uzun mühlet istirahat düzgün değildir, kronikleşmeye yol açabilir. Travma mağduru şayet tazminat davası açtıysa, bütün hayatını tazminat davasına bağlaması ruh sıhhatine uygun gelmez.

Travma tazeyken olayla ilgili anılardan ve yerlerden kaçınmak olağan karşılanmalı. Lakin bir müddet sonra bu kaçınmalar engellenmeli. Kişi travmatik anılara, hatırlatıcı objelere ve yerlere maruz bırakılmalı. Kaçınmalar uzun sürerse Travma Sonrası Gerilim Bozukluğu da uzun sürer. Lakin maruz bırakma çok erken bir periyotta yapılırsa da kişiyi düzgünce kötüleştirebilir. O nedenle bir uzman eşliğinde psikoterapiler ve ilaçlardan faydalanılmalı.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı